Phaselis_Akropolis_Bati_Gorunum

Akropolis

Phaselis’in en erken yerleşim bölgesi Akropolis’te denize doğru çıkıntı yapan tepenin üzerindedir. Buradaki yerleşim alanı yaklaşık olarak 8,4 hektarlık bir alanı kapsamaktadır. Akropolis yaklaşık 30 metreden daha yüksek bir şekilde denize iner. Dik uçurumda sağlam olmayan kayalık bir alan uzanmaktadır. Yapılan araştırmalarda akropolis üzerinde İ.Ö. 5. yüzyıldan seramik parçaları bulunmuştur. Plutarkhos’tan, Phaselis’in daha MÖ 5. yüzyılda tahkimatlı bir kent olduğu öğrenilmektedir. Surlar muhtemelen kentin kuruluşunun hemen ardından yapılmıştır.

Akropolis'in güney ucundaki yamaçtan görünüm.

Akropolis’in güney ucundaki yamaçtan görünüm.

Ptolemaios’un kuşatması sırasında zarar gören eski kent suru MÖ 309 yılından sonraki 10 yıllık süre içinde çağın yeni stiline göre yeniden inşa edilmiştir. Akropolis üzerinde bugün görülen sur kalıntıları bu döneme aittir. Akropolis’in güneyinde yükselen kent suru, güney körfezi kıyısı boyunca güney kent kapısına kadar devam etmektedir. Kuzey körfezin güney sahilinde görülen sur kalıntıları ise kent limanını dışarıdan çevrelemekte ve akropolis’i kuzeyden tırmanarak devam etmektedir. Helenistik surun içerisindeki tüm alan yaklaşık 20 hektarlık bir düzlüğe sahiptir. Açıkta olan kalıntılar İmparatorluk Dönemi ve Bizans çağlarına aittir.

Yoğun bitki örtüsü ve sonraki dönemlerde yapılan tahribat yüzünden, kapsamlı bir araştırma ve kazı yapılmaksızın akropolis üzerindeki yapıların durumunu ortaya çıkarmak imkansızdır. Güneybatıya uzanan akropolis platosu yerleşim için oldukça uygundur. Yerleşime elverişli olmayan yerlerde ise arazi terasları yapılarak koruma duvarları ve bina yapımı için uygun zemin elde edilmiştir. Yaklaşık 20 metrede hakim konumdaki arazi terasları bulunmaktadır ve özellikle tiyatronun sahne binası ve buradan başlayan duvarlar görülebilir. Planıyla tipik bir Roma tiyatrosu olan yapının yaklaşık 120 metre güneybatısında, içinde Zeus Boulaios’a ait mermer bir altarın bulunduğu kare planlı bir yapı kalıntısı vardır.

Akropolis sur kalıntıları

Akropolis sur kalıntıları

Kuzey körfezin güney sahilinde görülen sur kalıntıları

Kuzey körfezin güney sahilinde görülen sur kalıntıları

Kent Limanı sur kalıntıları

Kent Limanı sur kalıntıları

Yapı çevresindeki bir çok sütun tamburu ve üst yapı elamanı, burada in antis veya prostylos planlı küçük bir tapınak olduğuna işaret edebileceği gibi, kentteki bouleuterion yapısına da ait olabilir. Zira “Boule’nin koruyucusu” ve “meclise iyilikler bahşeden” anlamına gelen Βουλαῖος epithetonunu taşıyan yazıtlar genellikle bouleuterion yapıları ile alakalıdır. Bayburtluoğlu, bu yapının güneydoğusunda görülen, L planlı stoa ile çevrilmiş alanın, çok sayıdaki yivsiz sütun bulunması nedeniyle, yan yana inşa edilmiş, Artemis ve Apollon’a ait iki tapınak olabileceğini düşünmektedir.

Akropolis kıyısında erozyon nedeniyle kırılmış olan sarnıçların güney kesimden görünümü.

Akropolis kıyısında erozyon nedeniyle kırılmış olan sarnıçların güney kesimden görünümü.

Akropolis’in güneybatı ucunda, kuzeybatı istikametinde düzenlenmiş, 17 metre uzunluğunda ve 12,50 metre genişliğinde apsisi olan 3 nefli bir bazilika yer almaktadır. Uzun odanın güneybatısında, dışarıya, hemen hemen kare olan küçük bir ilave yapı eklenmiştir.Bu kalıntılar dışında akropolis üzerinde çok sayıda sarnıç yapısı göze çarpmaktadır.Kentin su ihtiyacı bütün dönemlerde hem taze suyun aktarılması hem de sarnıçlarda biriktirilen yağmur suları sayesinde karşılanmıştır. Akropolis platosu ve kuzey yerleşim için sarnıçlar kullanılmıştır. Özellikle akropolis çeşitli büyüklüklerde yuvarlak sarnıçlarla kaplıdır.Bu sarnıçlar Akropolis kayalığının erozyon nedeniyle kırılmış olan dik kısmında görülebilmektedir.

Kaya kırığı doğal olarak onun sarnıçlar yüzünden zayıfladığı yerde bulunur ve bundan dolayı da bu su toplama çukurlarının yarısının bugün hala bu kayalıkta görülmektedir.