2015 Yılı Teritoryal Araştırmalar Güncesi
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 08 Temmuz 2015 tarihli ve 94949537-161.01-133053 sayılı izni çerçevesinde, İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü Uzmanı Gülnur ÇEKMECELİ’nin bakanlık temsilciliğinde, Phaselis Antik Kenti ve Teritoryumu’nda başkanlığımda 6 Ağustos – 18 Eylül 2015 tarihleri arasında arkeoloji, sualtı arkeolojisi, epigrafi, tarihsel coğrafya, mimari, ekoloji, botanik ve zooloji (flora-fauna) ekiplerinden oluşan disiplinler arası ekiplerle yüzey araştırması yapılmıştır.
Arazi Çalışması, Yöntem ve Veri Sonuçları
6 Ağustos 2015 (Perşembe)
Bu seneki çalışmalarımız büyük ölçüde Kemer, Tekirova ve Çamyuva beldelerinin sınırları içinde gerçekleşeceği için öncelikli olarak Kemer Jandarma Komutanı Yasin BERÇİN’e gidilerek kendisi araştırma projemiz ve faaliyet alanlarımız hakkında bilgilendirilmiştir. Ayrıca Kemer Belediye Başkan yardımcıları Kemal YÜKSEL ve Nuray MİNTA ile de görüşülerek Phaselis araştırmaları ve faaliyetleri konusunda detaylıca bilgi verilmiştir.
7 Ağustos 2015 (Cuma)
Disiplinler arası çalışma etiği perspektifinde Phaselis araştırmalarına başlanmıştır. Akropolis ve Geç Antikçağ ekiplerimiz kentin akropolis’inin geçen yılki çalışma alanlarını yeniden tetkik etmiş ve bu yılki belirlenen araştırma alanlarını yerinde incelemeye ve bilimsel çalışmalarını yürütmeye başlamıştır. Nekropolis ekibimiz ise kentin Kuzey Limanının eteklerinden İnceburun’a kadar uzanan ve kuzeydoğu nekropolis’i olarak adlandırılan mezarlık alanında yüzey araştırmasına başlamış ve İnceburun üzerinden Alacasu istikameti doğrultusunda araştırmalarını sürdürmüştür. Bu alanda tespit edilen Mezarlık Şapeli çizime aktarıldıktan ve de planının ve kesitinin çıkartılmasının ardından da şapelin, kentin topografik haritasına işlenmesine karar verilmiştir. Aynı gün içinde flora ile alan yönetimi gruplarımız Tübitak projesi perspektifinde Phaselis alan yönetimi ve çevre-ekoloji projesi kapsamında çalışmalarını yürütmüşlerdir.
8 Ağustos 2015 (Cumartesi)
Bu gün itibariyle kent akropolis’ine yoğunlaşılmıştır. Akropolis üzerindeki sarnıçların tespiti, tipolojilerinin yapılması ve geç antikçağa ait yapıların tanımlanması üzerine çalışmalar yürütülmüştür. Bu bağlamda akropolis’in merkezi liman istikametinde, falezin hemen üzerinde, tepeden denize bakan ufak bir kilise tespit edilmiştir. Görülebildiği kadarıyla kilisenin apsis kısmının dalgaların aşındırması ve diğer doğal süreçler sonucu denize aktığı düşünülmektedir. Kilisenin avlusu, giriş kapıları ve narteksi izlenebilmektedir. Ayrıca stüko kaplı-sıvalı duvarlar ile kırmızı boya kalıntıları halen in-situ şeklinde korunmaktadır. Önümüzdeki günlerde kiliseye ilişkin daha detaylı çalışmalar yapılacak ve plan-kesit çizimleri ve de gps koordinatları alınarak topografik haritamıza işlenecektir.
Hidrografi çalışmaları perspektifinde akropolis üzerindeki sarnıçların lokalizasyonları yapılmaya başlanmıştır. Bu bağlamda yeni tespit edilen sarnıçların lokalizasyonları belirlenmiş, ileride çizilmek, plana ve topografik haritamıza işlenmek üzere işaretlenmiştir.
Aynı gün içinde çevre-ekoloji ve alan yönetimine ilişkin ekipler de kent içindeki çalışmalarını sürdürmüşlerdir.
10 Ağustos 2015 (Pazartesi)
Geç antikçağ ekibimiz iki gün önce bulduğumuz akropolis üzerindeki kilise üzerinde çalışmalarını sürdürmüştür.
Nekropolis çalışmaları özelinde Güney Liman ve çevresindeki ölü gömme şekilleri ve mezar tipolojilerinin yanı sıra yeni tespitler yapmak üzere araştırmalara başlanmıştır.
Aynı gün içinde güney mendirek denizden tetkik edilmiş, deniz altındaki ve üstündeki buluntular incelenmiştir.
Teritoryal araştırmalar çerçevesinde kentin hinterlandındaki araştırmalara devam edilmiş ve Antalya-Kumluca karayolunun Tahtalı Dağ istikametinde tarihi coğrafya incelemelerinde bulunulmuştur. İlk bakışta kentin hemen çıkışından başlayan kırsal yaşam örneklerinin Çamyuva ve Tahtalı Dağ istikametinde olduğu gibi Tekirova-Olympos yönünde de ilerlediği görülmüştür. Bu bağlamda arazide bazı kayaların üzerine harici duvarlar örülerek daha da tahkimli bir hale getirildiği ve ancak merdiven ya da kayaya oyularak yapılmış basamaklarla çıkılan ve de arı yetiştirmek amacıyla kullanılmış olması muhtemel geç antikçağa tarihlenen arkeolojik materyal kalıntıları tespit edilmiştir. Phaselis Araştırmalarının devamında bu yapılar detaylı bir şekilde incelenecek ve planları çıkarılarak topografik haritamıza işlenecektir, ayrıca söz konusu yapılar Koruma Kurulu’na sunulacak önerilerle tescillenerek koruma altına alınacaktır.
Kentin ekolojisi, floral/faunal araştırmalar kapsamında incelenmiştir. Bu bağlamda İnciryalısı Koyu’nda Akdeniz Havzası’nda soyu hızla tükenmekte olan yeşil deniz kaplumbağasına (Chelonia Mydas) ait bir dizi yuva tespit edilmiştir. Alanda incelemeler devam etmektedir.
11 Ağustos 2015 (Salı)
Araştırma İstasyonunda ofis çalışmaları yürütülmüştür.
12 Ağustos 2015 (Çarşamba)
Akropolis araştırmaları perspektifinde kentin merkezi limanının üzerindeki kilisenin tarihlendirilebilmesi, plan ve kesitinin çizilebilmesi için temizlik çalışmalarına devam edilmiştir. Kilisenin narteksinin temizliği sırasında ayrıca devşirme malzeme olarak kullanıldığı saptanan Hellenistik Dönem’e tarihlenebilecek bir yazıt fragmanı bulunmuştur. Aynı gün içinde kentin akropolis’i ve kilisenin yakın çevresi daha detaylı tetkik edilmiş ve yerleşim arkeolojisi üzerine gözlemler yapılmıştır.
Ayrıca söz konusu kilisenin yakın çevresindeki yerleşim dokusu çalışılmış ve bazıları kiliseyle ilişkilendirilebilecek sarnıçlar tespit edilmiştir. Bazıları Roma ve olasılıkla Hellenistik Dönem’e tarihlendirilebilecek işçiliğe sahip olan sarnıçlardan birkaçının yakın çevresi temizlenmiş, plan, gps ve konumlandırma çalışmalarına başlanmadan önce hazır hale getirilmiştir.
Kuzey (Hellenistik) Yerleşimin hemen altında kentin giriş kapısının yanındaki kaynak mağarasının yakınlarında tespit edilen kiremit/seramik mezar kapaklarıyla kentin güney limanın başında yer alan Çörten Tepe üzerinde bulunan seramik mezar kapak fragmanlarının büyük ölçüde birbirlerine benzediği saptanmıştır. Konu üzerinde araştırmalar devam etmektedir.
Kent içinde sürdürülen teritoryal araştırmalar sırasında bir kiliseye ait dekoratif yapı süsleme kalıntıları ve fragmanlar halinde -olası Doğu Roma ve geç antikçağa tarihlenebilen- yazıt parçaları ele geçmiştir. Epigrafi ekipleri tarafından bu parçaların deşifrasyonu ve transkripsiyonu gerçekleştirilmekte, ayrıca parçalara yönelik açıklama ve yorumlamalar getirilmeye çalışılmaktadır.
13 Ağustos 2015 (Perşembe)
Akropolis araştırmaları perspektifinde kentin merkezi limanının üzerindeki kilisenin plan, temizlik ve çizim çalışmalarına devam edilmiştir. Nivo kullanılarak yapılan çizimlerin yanı sıra Cors Gnss ölçüm aygıtıyla kilisenin coğrafi koordinatları alınmıştır. Epigrafik araştırmalar kapsamındaysa teritoryum araştırmaları sırasında ulaşılan epigrafik veriler yerinde çalışılmış, fotoğraflanmış, gps koordinatları alınarak belgelenmiş ve oldukça ufak boyutta oldukları için herhangi bir hasar görmeden temizlenebilmeleri ve okunamayan kısımlarının RTI teknolojisi kullanılarak daha detaylı transkribe edilebilmeleri yönünde gerekli çalışmaların yürütülmesi amacıyla bu fragmanlar araştırma istasyonumuza getirilmiştir. Burada gerekli epigrafik çalışmaları tamamlandıktan sonra envanterleneceklerdir. Ayrıca söz konusu kilisenin yakın çevresindeki yerleşim dokusu da çalışılmış ve bazıları kiliseyle ilişkilendirilebilecek sarnıçlar tespit edilmiştir. Bazıları Roma ve olasılıkla Hellenistik Dönem’e tarihlendirilebilecek işçiliğe sahip olan sarnıçlardan birkaçının yakın çevresi temizlenmiş, plan, gps ve konum çalışmalarına başlanmadan önce sarnıçlar hazır hale getirilmiştir.
Ayrıca 12 Ağustos Çarşamba günü tespit edilen ve Hellenistik Dönem’e tarihlendirilen yazıt fragmanının ikinci parçası da bulunmuştur.
Kentin topografik plan çalışmalarına devam edilmiştir.
Aynı gün içinde kentteki plan, nekropolis araştırmalarına devam edilmiştir.
Kentin ekolojisini, floral/faunal araştırmalar kapsamında incelemeye devam edilmiştir. Bu bağlamda İnciryalısı Koyu’nda Akdeniz Havzası’nda soyu hızla tükenmekte olan yeşil deniz kaplumbağasına (Chelonia Mydas) ait yeni bir dizi yuva daha tespit edilmiştir. Alanda incelemeler devam etmektedir.
14 Ağustos 2015 (Cuma)
Araştırma istasyonuna getirilen yazıt fragmanları temizlenerek bu fragmanlar üzerinde ıstampaj, transkripsiyon ve edisyon çalışmaları yürütülmüştür. Akropolis üzerindeki kilisenin plan ve kesitinin çıkartılması ve de ölçümlerinin alınmasına yönelik çalışmalara devam edilmiştir. Akropolis üzerindeki yerleşim arkeolojisi ve sarnıçlar üzerine çalışmalar da sürdürülmüştür. Bu kapsamda kentin aquaeductus’unun ayaklarının ölçümleri, bu ayakların detaylı plan çalışmaları ve deniz içinde kalmış ayakların mevcut konumları, birbirlerine olan mesafeleri ile su kemerinin deniz içinde kalan mimari parçalarının durumları üzerine araştırmalar devam etmektedir.
Aynı gün içerisinde topografik harita çalışmaları da yürütülmüştür.
15 Ağustos 2015 (Cumartesi)
Akropolis üzerindeki kilisenin plan-kesit çalışmaları sonlandırılmıştır. Aynı gün içinde Akropolis üzerinde bulduğumuz hamam yapısı kalıntısının temizlik çalışmalarına da başlanmıştır. Bunu yaparken hamamın yakın çevresinde sarnıç, yazıt ve yerleşim arkeolojisine ilişkin araştırmalar yürütülmüştür. Bu bağlamda hamam çevresinde de sarnıçlar saptanmış ve bu sarnıçların topografik haritaya geçirilme çalışmalarına başlanmıştır.
Aynı gün içindeki Teritoryal Araştırmalar perspektifinde Mustafa KARAKOYUNLU tarafından ekibimize Phaselis-Tekirova arasında Cumayeri mevkiinde yer alan ve geç antikçağa tarihlenen iskan alanları, duvar kalıntıları, çiftlik yerleşimi ve lokal ev kalıntılarının olduğu alanlar gösterilmiştir. Alanda yapılan tespit ve ilk incelemelerde ilgili alanların büyük ölçüde doğal koşulların, zamanın ve de insanların yol açtığı bir takım tahribatlara uğradığı saptanmıştır. Ardından bölge sakinlerinin Değirmen Tepe olarak adlandırdıkları mevkiiye gidilmiş ve burada da incelemeler yapılmıştır. Üzerine yüksek gerilim hattının ayağı kurulan Değirmen Tepe’nin geç antikçağa tarihlenen mimari ve seramik buluntulara sahip olmasından ötürü Phaselis’e bağlı ufak bir kome (köy) olabileceği saptanmıştır. Alanda kayıt alma, tespit yapma, plan çıkarma, fotoğraf çekme, belgeleme ve de gps koordinatlarını tespit etme yönündeki çalışmalara önümüzdeki günlerde devam edilecektir.
Ardından alanda hidrografik çalışmalar yürütülmüştür. Söz konusu alanların su kaynaklarıyla bağlantısı ve aynı zamanda da bölgenin su ihtiyacını karşılaması muhtemel vadinin konumu bu çalışmalar kapsamında tetkik edilmiş ve ayrıca Beş Dibek olarak adlandırılan mevkiinin hemen kuzeybatısından Tahtalı Dağ istikametine doğru yükselen vadi arasından akan dere yatakları araştırılmıştır. Beş Dibek’in düzlenmiş bir ana kayaya oyulmuş 5 tane öğütme çukuru ya da kremasyon amaçlı kullanılmış urne’ler olabileceği yönünde fikirler yürütülmüştür. Alanda incelemelere devam edilecektir.
Aynı gün içinde kent genelindeki nekropolis ve de topografik harita-plan çıkarma çalışmalarına devam edilmiştir.
17 Ağustos 2015 (Pazartesi)
Akropolis araştırmaları özelinde Hamam’da temizlik, belgeleme, tanımlama ve plan-çizim çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Hidrografi çalışmaları özelindeyse, öncelikle kente su sağlayan aquaeductus‘un kemerler üzerinde yer alan bölümünde inceleme ve ölçüm çalışmaları yapılması planlanmıştır. Bunu yaparken ilk olarak suyolunun üzerine yerleştirildiği kemerleri taşıyan dikmelerin impostum yükseklikleri arasındaki değişimlerin saptanması, böylelikle suyolunun kemerler üzerindeki bölümünün eğiminin bulunması amacıyla etütler başlatılmıştır. Bu çalışmalar sırasında kemerlerin üzerinde yer alan harçlı duvarın önceki dönemlerde gerçekleşen kazı ve temizlik çalışmaları sürecinde onarıma uğradıkları, kent hakkında daha önceden yürütülen çalışmalar vasıtasıyla üst üste yerleştirildiği bilinen iki adet borunun artık yerlerinde olmadıkları ve duvar yüksekliğinin düzensiz biçimde restore edildiği gözlemlenmiştir. Günümüz şartlarında, öngörülen eğim hesaplamasının güvenilebilir bir sonuç vermeyeceği tecrübe edilmiştir. Bu eğimin kente su getiren aquaeductus‘un, kemerler ve duvar üzerinde yer alan bölümlerinin kuzey ile güney ucundaki mesafenin hesaplanmasının ve kent içindeki varış noktasının ilerideki dönemlerde yapılacak olan kazılar sonrasında ortaya konulmasının daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Ardından aquaeductus‘un mimari yapısına yönelik çalışmalar başlatılmış ve Güney’de bulunan ilk kemer açıklığı ve de dikmeden itibaren Kuzey’e doğru araştırmalara başlanmıştır. Güney uçta bulunan duvardan itibaren 4 adet kemer iyi durumda korunagelmiş; 5, 6 ve 7. kemerler ise yıkılmıştır. 8, 9 ve 10. kemerler de iyi durumdadırlar. Suyolunun kemerli bölümünde bulunan dikmelerden, güneyden kuzeye doğru onuncu sırada bulunanın güney kısmının 82 cm’den sonra batıya doğru kırılacak şekilde iki dereceli olarak inşa edildiği ve suyun kent istikametine yönlendirilmesinin sağlandığı gözlemlenmiştir. İki dereceli dikmeden itibaren kuzeye doğru 6 adet dikme ve üzerlerine yerleştirilmiş 6 adet kemer bulunmaktadır ve bunlardan 4. sıradaki yıkıktır.
İyi durumda bulunan dikmelerin boyutlarıyla kemer açıklıkları ölçülüp kayda geçirilmiştir.
Kentin güney limanı ve uzantısında ekolojik ve faunal incelemelere devam edilmiştir. Bu bağlamda kentin güney limanının hemen yanındaki İnciryalısı Koyu’nda tespit edilen deniz kaplumbağası yuvaları üzerine tetkiklere devam edilmiştir.
Kentin teritoryumundaki arkeolojik/mimari kalıntılar üzerinde yetişen yararlı/zararlı mantar ve likenler üzerine araştırmalar gerçekleştirilmiştir.
18 Ağustos 2015 (Salı)
Akropolis araştırmaları özelinde Hamam’da belgeleme, tanımlama ve plan-çizim çalışmalarına devam edilmiştir. Topografi ekibi tarafından da akropolis üzerinde tespit ettiğimiz kilisenin planı 1-2 cm. hassasiyetle ölçülerek topografik haritamıza işlenmiştir. Ayrıca kentin ana caddesi üzerindeki ölçümler de gerçekleştirilmiş ve plan üzerinde sağlamaları yapılmıştır. Buna ek olarak kentin ana caddesindeki yazıtların ölçümleri yapılmıştır. Kent ve nekropolis üzerindeki plan ve de topografik harita çıkarma çalışmalarına da devam edilmiştir.
Akropolis üzerinde sürdürülen çalışmalarda Dor düzeninde yapılmış bir tapınağa ait mimari ve plastik parçalara rastlanmıştır. Monolitik sütunlardan yapılma binanın planının anlaşılma ve tanımlama çalışmalarına başlanmıştır. Yoğun bitki örtüsü nedeniyle araştırmalar zorlukla yürütülmektedir. Söz konusu alandaki malzemelerin bazılarının şipolyen malzeme olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.
Önümüzdeki günlerde söz konusu alan daha detaylı bir şekilde incelenmeye devam edilecektir.
19 Ağustos 2015 (Çarşamba)
Akropolis çalışmaları kapsamında hamam’ın plan, çizim ve kod çalışmalarına devam edilmiş, sonuçlar topografik haritamıza işlenmiştir.
Topografya ve plan çalışmaları kapsamında kentin ana caddesinin agora’ya kadar cm. hassasiyetli ölçümleri alınmış ve ölçüm sonuçları haritamıza işlenmiştir.
Hidrografi çalışmaları kapsamında aquaeductus ile güneydoğu nekropolis’i arasında bulunan hat üzerinde ölçümler yapılmıştır.
20 Ağustos 2015 (Perşembe)
Bugünkü çalışmalar Phaselis Teritoryumu’nda bulunan Kocaköy arazisi ve Gedeller Mevkii içinde sürdürülmüştür. Gökdere Vadisi’nin kuzey tarafındaki bayır boyunca kalıntıları görünen Kocaköy harabeliğinin yaklaşık 500 m. kadar kuzeybatısında, Antalya Hurma’dan Altınyaka/Kumluca istikametinde devam eden yolun yukarısında, yaklaşık 20 m. uzunluğunda ve 12 m. genişliğinde, üç nefli bir bazilika kalıntısı tespit edilmiştir. Yapıda hem kesme hem de kireçle tutturulmuş kırma taş örgüsü gözlenmektedir. Çapı 4.10 m. olan apsiste ise çatı kiremidi parçalarının; Güney duvarda ise mermer devşirme malzemenin kullanıldığı tespit edilmiştir. Apsis’in 4 m. kadar önünde çevre duvarı olabilecek, yaklaşık 2,5 m. yüksekliğe kadar korunmuş bir duvar kalıntısı bulunmaktadır.
Kilisenin yaklaşık 30 m. kadar güneybatısında yazıtlı bir lahit teknesi bulunmaktadır. Yazıttan söz konusu mezarın Kugas kızı Seuera’ya ait olduğu öğrenilmektedir. Alanda yapılan gözlemler sonucu, bu lahdin şu anki bulunduğu yere, yaklaşık 50 m. kadar batıda bulunan lahit kapağı ve podyum kalıntıları dolayısıyla sonradan taşındığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu alandan yaklaşık bir 50 m. kadar daha batıda ise yazıtsız başka bir lahit teknesi daha bulunmuştur.
Gedeller Köyü arazisinde sürdürülen çalışmalarda ise podyumlu ve semerdam çatılı oldukça sağlam üç adet lahit yerinde görülmüş ve gps koordinatları alınarak kayda geçirilmiştir. Yazıtların içeriğinden ve birbirine oldukça yakın konumlanmalarından ötürü bu lahitlerin birbirine akraba kişilere ait oldukları tespit edilebilmektedir (yazıtlar hakkında bk. Epigrafi Raporu).
21 Ağustos 2015 (Cuma)
Phaselis Teritoryumu’nda sürdürülen çalışmalar, Phaselis Teritoryumu içerisinde kalan Gedelma ve çevresinde devam ettirilmiştir. Bugünkü ismi Güneşli olan bu yerleşim Kemer’in 12 km. batısında, Idyros Potamos’un (Ağva ya da Kesme Çay) toplanma havzasında ve de Tahtalı, Teke ve Kavak dağları arasındaki dağ çanağı üzerinde yer almaktadır. Buradaki yerleşim Stephanos Byzantios’un Olbia kolonisi olarak bahsettiği, Kadrema ile özdeşleştirilmektedir. Stephanos, Kadrema için σίτου φρυγμός (hububat kavurma, hububat kurutma) ifadesini kullanır. Stephanos’un Kadrema için kullandığı bu ifadeden, buradaki yerleşimin hububat rezervlerinin korunması ve savunmasına yönelik bir işleve sahip olduğu sonucu çıkartılmaktadır. Zira Gedelma gerçekten de çevresindeki havanın nem seviyesinin oldukça düşük olduğundan hububat depolanmasına elverişli bir yerdir. Gedelma Köyü’nün orta yerinde Orta Bizans Çağı’na ait büyük bir kalenin kalıntıları da bulunmaktadır. Bu kalenin büyük bir olasılıkla erken dönemlere giden bir geçmişi bulunmalı ve yakınlarından geçen Roma yollarının ve yöredeki stratejik tesislerin kontrol ve korunmasına hizmet ediyor olmalıdır. Kalenin içinde ve dışında kırma taş ve harçla örülmüş, sadece dış duvardan oluşan yapılar bulunmaktadır. Buradaki yapılar büyük bir ihtimalle ikamet amaçlı yapılmamışlardır.
Kale ve diğer yapılarda, MS VII. yüzyıldan başlayarak artan Arap saldırıları ve daha erken dönemlerde denizden gelebilecek dış tehlikelere karşı kurulmuş askeri bir garnizon ile besin maddelerinin saklanması işlevini gören erzak depoları mevzubahistir. Zira Gedelma’ya açılan tek geçit olan dar Kesme Boğazı, sahilden gelebilecek tehlikelere karşı kolayca savunma imkânı vermekte, etrafını çevreleyen yüksek dağlar da diğer taraflardan gelebilecek tehlikelere karşı bölgeyi tam bir koruma kalkanı içine almaktadır.
Kale yapısı dışında çevrede çok sayıda çiftlik kalıntısı ve işlik de tespit edilmiştir. Bunun yanında beş tane bazilika yapısının bulunması, buradaki yerleşimin geç dönemdeki önemini göstermesi açısından önemlidir.
Gedelma Camisi’nden 2 km. kadar uzaklıkta, Ovacık’a giden yolun alt kısmında bir Geç Dönem yapı kalıntısına rastlanmıştır. Gedelma’nın yukarısında Kavak Dağı’nın batısına düşen Meşe Çukuru mevkii boyunca yoğun teras duvarları gözlenmektedir. Bu mevkide Ağlar Sokmağı olarak adlandırılan alanda, karayolunun hemen aşağısında, oldukça geniş bir alana yayılmış durumda ve olasılıkla çiftlik yapılarına ait olabilecek yapı kalıntıları da gözlenmiştir.
Meşe Çukuru mevkiinin batı kısmında, Kandilce’ye giden yol sapağından 50 m. kadar doğuda, iki yolun arasında bir çiftlik kalıntısı daha tespit edilmiş ve gps koordinatları alınarak veri tabanımıza işlenmiştir. Söz konusu çiftlik yapısının üç odadan oluştuğu ve yerel taşlardan yapıldığı gözlenmiştir. Fakat yoğun bitki örtüsü dolayısıyla tam bir plan tespiti mümkün olmamıştır. Yer yer 60 cm. kadar korunan duvar yapısının yaklaşık 49-60 cm. kalınlığında ve çift sıra duvar olarak örüldüğü görülmektedir.
Ovacık’taki düzlük alanın batısında yükselen Sakaradişi mevkii boyunca tepeye doğru örülmüş teras duvarları gözlenmektedir. Alandaki kiremit parçaları bu alanda da bazı yapıların bulunduğuna işaret etmektedir.
Ovacık’tan Lykai’a giden yolun güneyinde kırma taştan bir yapı kalıntısına ait olabilecek taşlar ve kaba seramik parçaları gözlenmektedir. Alanda kaçak kazı yapıldığı tespit edilmiştir.
Ovacık Düden mevkiine 100-150 metre kadar mesafede, tahkimli bir alana kurulmuş bir yapı kalıntısı daha tespit edilmiştir. Yapının etrafında da teras kalıntıları gözlenmektedir.
Gedelma’nın 2 km. batısında yükselen 1276 metre yüksekliğindeki Bölücektaş Tepesi üzerinde küçük bir yerleşim yeri bulunmaktadır. Adına ilk olarak Stadiasmus Patarensis’te rastlanan yol istasyonu Lykai buradaki yerleşime lokalize edilmektedir. Stadiasmus Patarensis Bölücektaş Tepesi eteklerinde yer alan Lykai’dan Gedelma Köyü’nün kuzeybatısında, Kozarası Mahallesi’nin 400 metre kuzeyinde yükselen 1520 metre yüksekliğindeki Kaplan Dağı’na lokalize edilen Kosara, Saraycık kalıntılarına yerleştirilen Kitanaura ve Savrun/Güzören Köyü’nün dağınık mahallelerini birbirinden ayıran Kepez Tepesi üzerindeki örenle özdeşleştirilen Pygela kentlerine giden yol güzergâhları vermektedir. Buradaki yerleşim, Roma Çağı’nda da varlığını sürdüren, Klasik ve Helenistik Dönem duvar ve yapı kalıntılarına dair izler göstermektedir. Lykai, Bizans Dönemi’nde Kadrema’ya bağlı bir yerleşim olarak varlığını sürdürmüş olmalıdır. Kalıntılar tepenin kuzeyine ve doğusuna yayılmışlardır. Bunların arasında Roma İmparatorluk Dönemi’ne ait bir yazıtı olan eksedra-mezar tespit edilmiştir.
Bugün ören yerinin tam üstüne inşa edilmiş olan orman gözetleme kulesi, antik kalıntıları kısmen altüst etmiştir.
Gözetleme kulesinin kuzeybatısında kentin nekropolis alanı bulunmaktadır. Nekropolis’in aşağısındaki küçük vadide, Ovacık’a doğru devam eden antik yol kalıntıları vardır (gps: 1065-1066 ve 1067-1068: Lykai Yol). Bu yol, Ovacık üzerinden Kosara’ya doğru devam ediyor olmalıdır.
Orman gözetleme kulesinin yukarısında büyük bloklardan ve de harç kullanılmadan yapılmış kent duvarı devam etmektedir. Tepenin ucunda yine büyük bloklardan örülmüş bir kale yapısı yer almaktadır. En yüksek yerde de bir sarnıç olduğu bilgisi edinilmiş ve bu alanın daha sonra Phaselis kent ve teritoryumunun hidrografisi üzerine çalışan uzman ile birlikte yeniden ziyaret edilmesine karar verilmiştir.
Lykai’dan doğuya doğru bakıldığında, Kesme Boğazı üzerinden Kemer’i, dolayısıyla da Olbia’yı görmek mümkündür. Lykai’ın konumu, Olbia’daki kale ile görüş sahası içinde bulunmaktadır. Görünüşe göre Lykai, Kadrema’nın yer aldığı dağ çukurunu kontrol etmekteydi.
Bölgede yürütülen araştırmalar sonucunda, Kadrema ve Lykai’ın bulunduğu dağ ovasının, Roma İmparatorluk Dönemi’nde yoğun bir şekilde iskân edildiği tespit edilmiştir. Bölgede çok sayıda teraslanmış alan, küçük köy ve özel çiftlik yerleşmesi vardır. Çevrede buralara ait şarap ve zeytinyağı işliklerine de rastlanmıştır. Bölücektaş Tepesi’nin Gedelma yönündeki etekleri üzerinde, Yarıcak ile Kozlupınar yol sapağı arasında, yolun hemen alt kısmında, iç çapı 1,80 m. olarak ölçülen zeytinyağı işliği ile Bölücekdibi Mahallesi’nde yer alan Çamlık Restoran’ın arkasında içten içe 1,93 m. x 1,80 m. boyutlarında ve 56 cm. derinliğinde ana kayaya oyulmuş dörtgen şarap işliği oldukça iyi korunmuş durumda tespit edilmiştir. Dörtgen işliğin köşesindeki akıtma deliği günümüze kadar sağlam olarak korunmuştur. Uzun kenarda bulunan 24 cm. x 28 cm. ölçülerinde 15 cm. derinliğindeki oyuk ile hemen bunun üzerinde 26 cm. genişliğinde ve 10 cm. derinliğindeki oyuğun, işliğin teknik aksamının yerleştirilmesiyle ilişkili olabileceği düşünülmüştür.
Burada görülen yoğun yerleşim, Tahtalı, Teke ve Yenidağ/Kavak dağları arasındaki bu dağ çanağından, şimdi olduğu gibi Antikçağda da tarımsal olarak yararlanıldığını göstermektedir.
Gedelma Kalesi’nden 1 km. yukarıda, Arap Mezarlığı denilen mevkide 3 nefli bir bazilika yapısı tespit edilmiştir. Ana apsis’i orta kısımdan tahrip olmuş olsa da genel olarak iyi korunmuş durumdadır. Düzgün ve dikdörtgen blok taşlardan örülü yapı yoğun bitki örtüsü tarafından kaplanmış olsa da etrafını çeviren çevre duvarı ile oldukça külliyatlı bir yapı kalıntısını içermektedir.
Kilise çevresinde gözlemlenen ve geç antikçağa tarihlenebilecek yoğun mimari yapılanma, söz konusu mevkide küçük bir yerleşim alanının yer alabileceğini düşündürmektedir. Bu alanda sonraki zamanda detaylı araştırma yapılmasına karar verilmiştir.
22 Ağustos 2015 Cumartesi
Bugünkü araştırmalarda, ilk olarak Gedeller, Hisarçandır, Yarbaşçandır ve Çitdibi köylerine gidilip bölgedeki yerleşim kalıntıları hakkında yöre halkından bilgi alınmış ve Gedeller köyünde iki lahit belgelenmiştir. Lahitlerden ilki Gedeller köyü Zindan mevkiinde bulunmaktadır. Podyum üzerine yerleştirildiği tespit edilen lahit hemen ön kısma devrilmiş ve kapağı da önünde ters çevrilmiştir. Teknenin ön kısmında, içinde 8 satır yazıtı bulunan bir tabula ansata ile her iki yanında mezar sahibi çiftin birer portre kabartmasını taşıyan iki kalkan ve mızrak betimlemesi yer almaktadır. Teknenin yan yüzlerinde de yine kalkanlar üzerine kabartılmış çiçek rozeti betimlemeleri bulunmaktadır. Lahdin kapağı ise semerdam formlu ve köşe akroterli olarak düzenlenmiştir. Yazıttan söz konusu mezarın Hermaios ve eşine ait olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer lahit ise köyün dışında bulunmaktadır. Kayaya açılan 5 merdivenli bir kaya podyumu üzerinde, yine ana kayaya işlenen bir tekne oldukça tahrip olmuş durumdadır. Bu yüzden herhangi bir yazıt ve betimleme görülememektedir. Lahdin köşe akroterli semerdam kapağı da parçalanmış durumdadır.
Öğleden sonra sürdürülen araştırmalarda Tahtalı Dağ’ın kuzey eteklerinin taranması planlanmış ve bu doğrultuda Gökburun ve Beşiktaş mevkileri araştırılmıştır. Beşiktaş mevkiinde, Orman İşleri tarafından açılan yangın yolunun hemen yanında lokal kireçtaşından yapılma semerdam kapaklı bir lahit tespit edilmiştir (gps: Besiktaş 1166-1170). Lahdin üst kapağı iki parçaya ayrılmıştır. Teknesi ise, muhtemelen yangın yolu yapımı sırasında dozer tarafından kürülmüş olduğundan kapağın etrafında bulunamamıştır. Lahdin etrafında birçok teras duvarı ve seramik kırıkları mevcuttur. Bunlar ve lahit, yakınlarda yer alan çiftlik evi kalıntılarıyla bağlaştırılabilir.
Gökburun Beşiktaş mevkiinde 20’den fazla teras duvarı sayılabilir (gps: Beşiktaş 1171-1173). Orman işletmesi tarafından dozerle açılan yolun her iki yanında da gözlemlenen ve de kuru duvar tekniğinde ve birbirlerinden 4-5 metre aralıklarla konumlandırılmış terasların yüksekliği yer yer 1 metreyi bulmakta; genişlikleri ise 80-120 cm. olarak ölçülebilmektedir. Alandaki yoğun seramik kalıntıları bu bölgenin tarım amaçlı kullanıldığını göstermektedir. Yukarıda bahsedilen, kapağı kırık lahdin 20 m. kadar yukarısında, yangın yolunun doğusunda, yine lokal taştan yapılma semerdam kapaklı başka bir lahit tespit edilmiştir. Söz konusu lahdin oldukça iyi bir işçilik gösterdiği gözlenmektedir. Lahit teknesinin ön yüzündeki tabula ansata içine ve altına yazılmış 14 satırlık bir yazıt bulunmaktadır. Yazıt yüzeyi oldukça tahrip olsa da Hermas adında birine ait olduğu okunabilmiştir. Tabula ansata’nın her iki yanında betimlenen Palmiye ağacı kabartmaları oldukça dikkat çekicidir. Bunların yanlarında ise, ortalarında mezar sahibi çiftin portrelerini taşıyan kalkan-mızrak kabartmaları yer almaktadır. Teknenin dar yüzlerinde ise, ortasında birer asker ve kalkan-mızrak kabartmaları bulunmaktadır. Lahdin kapağında ise köşelerde akroterler yer almakta ve orta kısımda boylu boyunca, bir boğayı avlamış aslan kabartması bulunmaktadır.
Söz konusu lahdin yer aldığı mevkiinin 50 m. kadar yukarısında, yer yer kesme taştan kuru duvar tekniği ile inşa edilmiş, en az 6 odası olan büyük bir yapı kompleksi tespit edilmiştir. Söz konusu yapı içerisinde dekoratif ve kaplama amaçlı kullanılmış üzeri dekorlu pembe mermer parçalar dikkat çekicidir. Yoğun seramik kalıntıları ve görkemli mimari donanımlar bu alanda büyük bir çiftlik yapısı olabileceğine işaret etmektedir (gps: Beşiktaş 1175-1185).
Aynı alanda, çiftlik kompleksine ait olabilecek bir işlik de bulunmaktadır (gps: Beşiktaş 1186-1188). Lokal taştan yapılmış olan işlik 96 cm. yarıçapındadır ve kırılmıştır. Alandaki kaçak kazı çukurları da dikkat çekicidir.
Beşiktaş alanından Gedelma’ya dönüşte, Kenefi’ye giden yol sapağının batısında, yolun üst tarafında çift mekânlı bir yapı kalıntısına rastlanmıştır. Kuru duvar tekniğiyle şekilsiz taşlardan yapılmış, 80 cm. genişliğinde ve yer yer de 2 metreyi geçen bir duvar tespit edilmiştir. Polygonal duvar işçiliği gösteren yapının etrafında mimari ve seramik kalıntılar gözlenmektedir.
23 Ağustos 2015 (Pazar)
Kuzeybatı nekropolis çalışmalarına devam edilmiştir. Yirmi dört adet mezarın koordinatları alınarak tanımlamaları ve ölçümleri yapılmış, elde edilen sayısal veriler ofis çalışmasıyla topografik harita üzerindeki kent planına yerleştirilmiştir. Bunlardan 32, 33, 34, 35, 36 ve 37 numaralı mezarlar kremasyon gömü geleneğine ait ostothek mezarlardır. Ostothek mezarların hepsinin kare forma sahip olduğu tekne veya kapak buluntulardan izlenebilmektedir ancak mezarların iç derinlikleri ve ağız genişlikleri her bir mezar için farklıdır. Diğer mezarlar düz damlı kapak ve lahit teknesinden oluşmaktadır. Mezarlar üzerinde herhangi bir kabartma veya yazıt izi görülememiştir. Alanda bulunan 23 numaralı mezar teknesinin iç genişliği 0,42 metredir, ölçüleri ile diğer mezarlardan ayrılan bu tekne muhtemel olarak bir çocuk mezarına ait olmalıdır.
Alan içerisinde en dikkat çekici mezar yapısı nekropolis alanını bölerek kente inen yoldan 18 metre içerde konumlandırılmış bir adet anıt mezardır. Yapı doğu-batı yönünde konuşlandırılmıştır. Anıt mezarın giriş kapısının lagüne bakan batı yüzde olduğu düşünülmektedir zira benzer örneklerden bilinen gelenek, anıtsal görüntünün teşhir edilmesi için yapıların yola bakan yönde konumlanıyor olduğudur. Söz konusu mezar yapısı da doğu-batı yönünde 9,534 m. genişliğinde, kuzey-güney yönünde ise 7,435 m. genişliğinde uzanmaktadır. Yapının içinde çoklu gömü olduğunu düşündüren hyposorion bölmesine ait bir podyum yapısı da görülebilmektedir. Bu podyum doğu-batı yönünde 3,6 m., kuzey-güney yönündeyse 2,1 m. ölçülerine sahiptir. Hyposorion üzerinde bulunması gereken ve mezarın asıl sahibine ait olan mezara (muhtemel bir lahit teknesi ve kapak) ait kalıntı yapı içinde izlenememiştir, lahit buradan alınıp başka yere götürülmüş olabilir, bir başka varsayım ise yapının 5-6 m. kuzeybatısındaki alanda bulunan, mermer lahit mezar kalıntılarının bu mezara ait olabileceğidir. Yapının duvar kalınlığı kuzey-güney yöne bakan uzun yüzde 0,62 metre, doğu-batı yönündeki dar yüzde ise 0.92 metredir, duvar kalınlığındaki bu fark kalın duvarların tonoz taşıyıcısı işlevi olduğuna işaret etmektedir. Keza yapının doğu duvarında tonoz örgüsüne dair ipucu verebilecek küçük bir taş çıkıntısı da fark edilmiştir. Anıtsal mezar yapısının koordinatları ve plan çizimi için gerekli ölçüleri de alındıktan sonra topografik harita üzerine yapı planı yerleştirilmiştir.
Sualtı araştırmaları ekiplerinden, Akdeniz Üniversitesi’nden sualtı florası ve faunası çalışan grup güney liman ve çevresinde incelemeler gerçekleştirmişlerdir. Bu çalışmalar neticesinde Phaselis’in sualtı ekolojik ve arkeolojik yapısına ve korunma durumlarına dair veriler elde edilmiştir.
24 Ağustos 2015 (Pazartesi)
Arkeoloji, epigrafi ve tarihsel coğrafya alanlarında araştırmalar gerçekleştiren ekiplerimiz ofis çalışmaları sırasında, arazide yapmış oldukları gözlem ve incelemeleri soncunda elde ettikleri bilgi ve belgeleri veri tabanına girmiş ve bu verilerin derlemesini yapmışlardır.
Ekoloji ve çevre çalışmaları kapsamında ise kent ve teritoryumundaki arkeolojik/mimari kalıntılar üzerinde yetişen yararlı/zararlı mantar ve liken araştırmaları gerçekleştirilmiştir. Ayrıca Akdeniz Üniversitesi’nden araştırmaya katılan ekipler kent ve çevresinde sürdürdükleri çalışmaları kapsamında gerek su altı gerek su üstünde floral ve faunal araştırmalarına devam etmişlerdir.
26 Ağustos 2015 (Çarşamba)
Selçuk Üniversitesi sualtı araştırmaları ekibi güney ve kuzey limanlarda arkeolojik sualtı çalışmalarına başlamıştır. Aynı zamanda kentin limanının planı çıkarılmış ve topografik haritaya işlenmek üzere söz konusu limanlara ait ölçümler alınmıştır. Kent içinde sürdürülen yerleşim arkeolojisi ve geç antikçağ çalışmalarına da devam edilmiştir.
27 Ağustos 2015 (Perşembe)
Sualtı çalışmalarına devam edilmiştir. Selçuk Üniversitesi arkeolojik sualtı araştırmaları ekibi güney ve kuzey limanda arkeolojik sualtı çalışmalarına devam etmiştir. Ayrıca kentin merkezi limanının plan çalışmaları sürdürülmüştür. Aynı gün içinde Akdeniz Üniversitesi Sualtı araştırmaları grubu da Phaselis’in güney limanındaki ekolojik, çevresel ve balık çeşitliliğine dair araştırmalar yürütmüştür. Aynı zamanda güney limandaki aşırı gemi trafiğinin verdiği zararlar üzerine de bazı tetkikler yapılmış, fotoğraf ve kamera kayıtları alınarak söz konusu gemi trafiğinin yol açtığı tahribat belgelenmiştir. Bu bağlamda liman linear olarak taranmış ve gps koordinatları alınarak ileride liman içinde atılması planlanan tonozlar ve gemilerin bağlaması için kullanılacak şamandıraların yerleri hassas ölçümlerle hem su üzerinden hem de su altından saptanmıştır. İleriki süreçte ilgili rapor ve söz konusu alanda yapılan tahribat belgelenerek hem bakanlığımıza hem de koruma kuruluna sunulacaktır. Kent içinde yerleşim arkeolojisi ve geç antikçağ çalışmalarına da devam edilmiştir. Ayrıca güney liman ve çevresindeki nekropolis’te ve kuzey limanın içinde bulunan lahitler yerlerinde incelenmiştir.
Kentin güney limanı ve uzantısındaki ekolojik ve faunal incelemelere de devam edilmiştir. Bu bağlamda kentin güney limanının hemen yanındaki İnciryalısı Koyu’nda tespit edilen deniz kaplumbağası yuvaları üzerine tetkiklere devam edilmiştir.
28 Ağustos 2015 (Cuma)
Sualtı araştırmaları ekibimiz, merkezi, kuzey ve güney limanlardaki araştırmalarına ve plan çıkarma çalışmalarına devam etmiştir. Kentin batı nekropolis’indeki mezarların konumları, tanımları ve çizimleri üzerine yoğunlaşılarak mezarlara ait gerekli koordinatlar alınmış ve bu bağlamda elde edilen topografik altlık haritamıza işlenmek üzere hazır hale getirilmiştir. Doğu Roma çalışmaları perspektifinde, kentin akropolis’indeki kiliselerin tespit edilebilmesi, belgelenebilmesi, planlarının çizilebilmesi, gps koordinatlarının alınabilmesi ve de elde edilen verilerin topografik haritamız üzerine yerleştirebilmesi amacıyla çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda akropolis’in merkezinde tespit ettiğimiz kilise üzerinde çalışmalar yoğunlaşmıştır.
Hidrografi çalışmaları kapsamında Phaselis kentine su sağlayan suyolunun (aquaeductus) günümüzde denizde kalan bölümünün incelemelerine başlanmıştır. Toplam üç gün süren bu çalışmalar sürecinde öncelikle kemer ayaklarından kalıntılarından hala görülebilir olanlar tespit edilmiş sonrasındaki incelemeler kapsamında ise daha kötü durumda bulunan diğer dikmelerin yerlerinin belirlenmesi hedeflemiştir. İlk tespitler sonrasında, karada ve denizde yapılan ölçüm ve hesaplamalar vasıtasıyla, daha kötü durumda bulunan diğer dikmelerin de yerleri saptanabilmiştir.
29 Ağustos 2015 (Cumartesi)
Hidrografi çalışmalarına Kuzey limanda devam edilerek Phaselis suyoluna ait olduğu belirlenen buluntuların ölçüm ve belgeleme işlemleri tamamlanmıştır.
Sualtı çalışmaları kapsamında kentin merkezi limanındaki mendirek, dükkânlar ve arkeolojik materyal kalıntılarına ait altlığı haritamıza geçirmek üzere söz konusu alan ve bulgulara yönelik hassas gps ölçümleri alınmış ve elde edilen veriler planımıza işlenmiştir.
Nekropolis çalışmaları kentin batı nekropolis’inde devam etmiştir. Akropolis çalışmalarınaysa kentin merkezinde tespit ettiğimiz kilise yapısı özelinde devam edilmektedir.
31 Ağustos 2015 (Pazartesi)
Akropolis çalışmalarına kilisede devam edilmiştir. Bu kapsamda yapının plan-kesit çalışmaları bitmiş ve ölçümleri alınmaya başlanmıştır. Görülebildiği kadarıyla tanımlama-belgeleme aşamaları da tamamlanmaya çalışılmıştır.
Nekropolis çalışmalarına kentin batı nekropolis’i özelinde devam edilmiştir. Kente ilerleyen modern yolun her iki yakasındaki mezarlar topografik haritamıza işlenmek üzere kaydedilmiştir.
Epigrafi çalışmalarıysa şimdiye kadar bulunan yazıt fragmanlarının deşifrasyonunun ve tanımlanmasının yapılabilmesi ve de okunamayan kısımların daha detaylı tetkikinin gerçekleştirebilmesi amacıyla araştırma istasyonumuzda sürdürülmüştür.
Ekoloji ve çevre çalışmaları kapsamında da kent ve teritoryumundaki arkeolojik/mimari kalıntılar üzerinde yetişen yararlı/zararlı mantar ve likenlere yönelik araştırmalar sürdürülmüştür. Ayrıca floral ve faunal araştırmalara da devam edilmiştir.
1 Eylül 2015 (Salı)
Hidrografi çalışmalarımızın ilk etabı yarımadanın kuzeybatı sektörüne ayrılmıştır. Tiyatro ile orta liman arasındaki yamaçta bulunan patika vasıtasıyla ulaşılabilen alanda gerçekleştirilen ve toplamda bir hafta süren arazi çalışması sonrasında farklı formlarda sarnıçlar belirlenmiştir. Bunlardan bir tanesi de (1.S.9) patikanın doğusunda yer almaktadır. Söz konusu su yapısından yola çıkılarak incelenen batı yamacında bu sektörde üzerlerine yapılar inşa edilmek üzere teraslar oluşturulduğu belirlenmiştir. Akropolis’in kuzeyinde toplam 1 hafta olarak planlanan araştırmalar sonrasında değişik tip ve kapasitelere sahip çok sayıda sarnıç ve hidrolik strüktür gözlemlenmiş ve belgelenmiştir.
Akropolis, nekropolis ve epigrafik araştırmalar ekip üyelerimiz tarafından arazide sürdürülmüştür.
2 Eylül 2015 (Çarşamba)
Akropolis çalışmaları özelinde yürütülen bilimsel çalışmalar kapsamında bu sene itibariyle tamamlanmış olan hamam ve merkezi kilisenin ölçüm ve gps koordinatlarının alımına yönelik çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Gerekli hassas ölçümler GNSS aletimizle alınmış ve elde edilen veriler topografik haritamızın üzerine yerleştirilmiştir.
Batı Nekropolis çalışmalarına devam edilmiş ve mezarların hassas ölçümleri alınarak topografik haritamıza işlenmiştir. Epigrafik araştırmalarımız batı nekropolis’te sürdürülmüştür.
Aquaeductus’un şu an deniz içinde kalmış ilk ayağı üzerindeki blokların hassas ölçümleri alınmıştır. Karada kalan ayakların da impostum’ları alınmış ve ölçüleri çıkarılmıştır.
Epigrafi çalışmaları özelinde Domitianus Agorası’nın lentosundan düşen yazıt parçası Antalya Müzesi’nden restoratör Murat KARATAĞ tarafından birleştirilerek tekrar orijinal yerine yerleştirilmiştir.
3 Eylül 2015 (Perşembe)
Kentin yerleşim arkeolojisi özelinde sürdürülen akropolis incelemeleri kapsamında merkezi kilisenin yanındaki yapı blokunun plan ve ölçüm çalışmaları yapılmış ve elde edilen verilerin topografik haritaya işlenmesi yönünde çalışmalar yapılmıştır.
Aynı şekilde kentin ana caddesi üzerindeki yapı organizasyonu üzerine de incelemeler gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda Hadrianus Kapısı’nın blokları ve hali hazırdaki durumu üzerine lazer tarayıcı vasıtasıyla tarama yapılmaya ve hassas ölçümler alınmaya başlanmıştır.
Hidrografi ve alan arkeolojisi özelindeyse Tahtalı Dağı istikametinde ilerleyen suyolları, yol güzergâhları, teraslar ve yerleşim sistemleri üzerine araştırmalar yapılmıştır. Bu bağlamda Tamtır alanından başlayan ve Sıtma Pınarı’na kadar ilerleyen hat üzerindeki teraslar ve su güzergâhlarına dair gözlem, tetkik ve belgeleme çalışmaları yürütülmüştür
Topografik araştırmalaraysa kentin Batı Nekropolis’inde devam edilmiştir. Bu doğrultuda ostothek, lahit, podyumlu mezar, anıt mezar ve stel tarzı mezar tipolojilerine ait örneklerin lokalizasyonları belirlenerek bu örneklerin koordinatları hassas ölçüm aletleriyle alınmış ve elde edilen veriler topografik haritamıza işlenmiştir.
Kentin güney limanı ve uzantısında sürdürülen ekolojik ve faunal incelemelere devam edilmiştir. Bu bağlamda kentin güney limanının hemen yanındaki İnciryalısı Koyu’nda tespit edilen deniz kaplumbağası yuvaları üzerine tetkiklere devam edilmiştir.
4 Eylül 2015 (Cuma)
Hadrianus Kapısı önündeki mimari blokların lazer tarayıcı vasıtasıyla taranmasına devam edilmiştir. Yapıya ait mimari plastik buluntuların şu anki konumları itibariyle ve hassas ölçüm aletleri vasıtasıyla alınmış ölçümleri sonucunda yapının 3 boyutlu scanleri çıkartılmış ve yeni röleve, restitüsyon çalışmalarına zemin hazırlayacak bir altlık oluşturulmaya çalışılmıştır.
RTI yöntemiyle yazıtlar üzerinde fotoğraflama ve fotogrametrik yöntemlerle belgeleme yöntemleri üzerine çalışmalar yürütülmüştür.
Kentin Batı Nekropolis’i özelinde sürdürülen ölçüm alma, çizim yapma ve koordinat belirleme çalışmalarına devam edilmiştir.
Kentin ana caddesi tarafındaki, merkezi limandan tiyatroya kadar uzanan güzergâh üzerindeki Büyük Hamam’ın önünde yer alan revakların çevresinde bulunan yazıtların büyük bölümü lazer tarayıcı vasıtasıyla taranarak belgelenmiştir.
Akropolis üzerinde konumlanan merkezi kilisenin batısındaki konut 1 ve 2’nin plan çizimleri gerçekleştirilmiş ve GNSS cihazıyla yapının hassas gps ölçümleri alınmıştır. Elde edilen verilerin topografik altlık olarak kullanılan haritamızın üzerine işleme çalışmalarına başlanmıştır.
Kuzey Batı Nekropolis’in anıt mezarı ve çevresindeki diğer mezar yapıları, tipolojileri ve ölü gömme şekilleri üzerine çalışmalar yürütülmüştür. Şu ana kadar alanda 70’e yakın mezar yapısı belgelenmiş, bu mezar yapılarının ölçümleri yapılmış ve hassas GNSS koordinatları alınmıştır. Bu mezarları topografik altlık haritamızın üzerine işleme çalışmalarına da başlanmıştır.
Epigrafi çalışmaları özelinde Antalya Müze Müdürlüğü’nden restaratör Murat KARATAĞ tarafından birleştirilen Domitianus Agorası yazıtının bağları çözüldükten sonra yazıt son şeklini almıştır.
5 Eylül 2015 (Cumartesi)
Hidrografi çalışmaları kapsamında suyolunun kent içerisinde, kemerler üzerinde yer alan bölümündeki çalışmaların tamamlanmasının ardından araştırmalar kente su sağlayan kaynakların bulunması amacıyla Tahtalı Dağı’nın doğu yamacına, yaklaşık 800 m. ile 1100 m. arası yükseltide bulunan su kaynaklarına yöneltilmiştir. Bu doğrultuda tespit edilen yeni kaynaklar da kayıt altına alınmışlardır. Kaynaklardan kente su getiren aquaeductus‘un kalıntıları da belgelenerek ölçümleri yapılmıştır. Ardından kent içindeki aquaeductus’un ayak açıklıkları, konumları ve orientasyonları üzerine de bazı tetkikler ve ölçümler yapılmış, buna ek olarak aquaeductus’un kente su dağıtım sistemi üzerine incelemeler gerçekleştirilmiştir.
Kuzey Batı Nekropolis’in anıt mezar ve çevresindeki mezar yapıları incelenmeye devam edilmiş ve gerekli tetkikler yapılarak tanımlama ve ölçüm çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Ayrıca nekropolis içerisindeki bazı lokalizasyonlardaki kalıntıların doğal koşullar, zaman ve insan eliyle bozulmuş olası mezarlar olup olmadıkları alanda herhangi bir kazı çalışması yapılamadığından anlaşılamamış ve söz konusu alanlara ilişkin değerlendirmeler yapıldıktan sonra kalıntıların ölçümleri alınmış ve olası mezar yeri olarak topografik haritamıza kaydedilmiştir.
Epigrafik çalışmalar kapsamındaysa ofis çalışmaları yürütülmüş ve önceki günlerde ele geçmiş olan yazıt fragmanlarının deşifrasyonuna yönelik çalışmalar gerçekleştirilmiştir.
7 Eylül 2015 (Pazartesi)
Ofis çalışması yapılmıştır. Bu çalışmalar kapsamında kent ve teritoryum çalışmalarından elde edilen verilerin veri tabanına aktarılması, plan çizimlerinin yapılması, alınan ölçümlerin ve elde edilen verilerin ve de koordinatların topografik haritamıza işlenmesi amacıyla çalışmalar gerçekleştirilmiştir.
Ekoloji ve çevre çalışmaları kapsamında kent ve teritoryumundaki arkeolojik/mimari kalıntılar üzerinde yetişen yararlı/zararlı mantar ve likenlere yönelik araştırmalar gerçekleştirilmiştir. Ayrıca Akdeniz Üniversitesi ekipleri tarafından gerek sualtında gerekse de su üstünde sürdürülen floral ve faunal araştırmalara devam edilmiştir.
8 Eylül 2015 (Salı)
Kentin güney limanı, mendireği ve güney surlarının önleri sualtı ekibi tarafından taranmıştır. Güney surlarının önünde amphora ve çanak çömlek kırıklarına rastlanılmıştır. Amphoralardan bir tanesi kayaya yapışmış durumda olup tama yakın durumdadır. Aynı zamanda güney limanın sualtı dokusu ve balık popülasyonu üzerine de değerlendirmeler yapılmıştır.
Kentin kuzeybatı nekropolis alanında belgeleme, ölçüm, tanımlama ve hassas GNSS aletiyle ölçüm alma çalışmaları yapılmış ve elde edilen veriler topografik haritamıza işlenmiştir.
Epigrafik çalışmalar özelinde arazide alınan yazıtların kartoteks, fotoğraf ve ıstampajları üzerinden traskripsiyon çalışmalarına devam edilmiştir.
Ekoloji ve çevre çalışmaları kapsamındaysa kent ve teritoryumundaki arkeolojik/mimari kalıntılar üzerinde yetişen yararlı/zararlı mantar ve likenlere yönelik araştırmalar sürdürülmüştür. Ayrıca gerek sualtındaki gerekse de su üstündeki floral ve faunal araştırmalara devam edilmiştir.
9 Eylül 2015 (Çarşamba)
Kentin Kuzeybatı nekropolis alanında ölçüm alma, çizim yapma ve gps verilerini topografik haritamıza aktarma çalışmalarına devam edilmiştir.
Epigrafik çalışmalar ışığında kentte ve teritoryumunda bulunan yazıt fragmanlarının traskripsiyonları şüpheli parçaları üzerinde çalışmalar devam etmiştir.
RTI yöntemiyle yazıtlar üzerinde fotoğraflama ve fotogrametrik yöntemlerle de belgeleme yöntemleri üzerine çalışmalar yürütülmüştür.
10 Eylül 2015 (Perşembe)
Kentin Kuzeybatı nekropolis alanında yeni mezarların tespiti, tanımlaması, belgelemesi, ölçümü, çizimi ve gps koordinatlarının topografik haritamıza işlenmesi yönündeki çalışmalara devam edilmiştir.
Epigrafik araştırmalar kapsamında akropolis, nekropolis ve kentin ana caddesindeki yazıtların tespit edilmesi, belgelenmesi ve yeni metodolojik yaklaşımlar ışığında envanterlenmesi yönünde çalışmalar yürütülmüştür.
Kentin güney limanı ve uzantısında ekolojik ve faunal incelemelere devam edilmiştir. Bu bağlamda kentin güney limanının hemen yanındaki İnciryalısı Koyu’nda tespit edilen deniz kaplumbağası yuvaları üzerine tetkiklere devam edilmiştir.
11 Eylül 2015 (Cuma)
Kentin Kuzeybatı nekropolis alanında tespit edilen yeni mezarların, mezar kapaklarının, podyumlarının ve mezarlara ait kırılmış parçaların bulunmasının ve belgelemesinin yanı sıra GNSS aletiyle hassas koordinatlarının da alınarak topografik haritaya işlenmesi yönünde çalışmalar yürütülmüştür.
RTI yöntemiyle yazıtlar üzerinde fotoğraflama ve fotogrametrik yöntemlerle belgeleme yöntemleri üzerine çalışmalar yürütülmüştür.
12 Eylül 2015 (Cumartesi)
Kentin kuzeybatı nekropolis alanında tespit, belgeleme, ölçüm ve topografik haritaya işleme çalışmalarına devam edilmiştir.
Kent akropolisi ve ana caddesi üzerindeki epigrafik malzemenin RTI, H-RTI, Lazer scaner (bazı taşlar), Photogrametri ve 3D fotoğraflama gibi modern yöntemler ışığında tekrar belgelenerek değerlendirilmesi yönündeki çalışmalar sürdürülmüştür. Uygulanan metodolojilerin gerek belgeleme gerekse de envanterleme sistemlerine sunacakları katkılarının yanı sıra yazıtlar üzerinde yapılan yeni analizlerin sentezlenmesi sonucu Phaselis’teki epigrafik malzeme hakkında gerçekleştirilecek corrigendum ve addendum’lar ulusal/uluslararası hakemli dergiler aracılığıyla bilim camiasının dikkatine sunulacaktır. Ayrıca söz konusu veriler uluslararası sempozyumlarda sunumlar ve posterler vasıtasıyla konu üzerinde çalışmalar yürüten akademik ve kamusal çevrelerle de paylaşılacaktır.
14 Eylül (Pazartesi)
Nekropolis çalışmalarına kentin kuzeybatı nekropolis alanı özelinde devam edilmiştir.
Akropolis incelemeleri arkeoloji ve epigrafi araştırmaları perspektifinde sürdürülmüştür. Ayrıca elde edilen verilerin Gnss hassas ölçüm aletiyle koordinatları alınarak topografik haritamıza yerleştirme çalışmaları yapılmıştır.
Hidrografi çalışmalarına kentin aquaeductus ve sarnıçları özelinde devam edilmiş ölçüm ve bazılarının (sarnıçların büyük bir toprak ve taş malzemeyle dolmuş ya da zaman, doğal koşullar ve insan tahribatıyla yıkılmış, kapanmış ve çökmüş olduğu şu an için ve önümüzdeki sezon sadece koruma durumu iyi olanlar üzerinde) çizim çalışmaları yapılacaktır.
Çevresel ekolojik, arkeo-botanik ve flora-fauna çalışmalarına kent ve hinterlandında devam edilmiştir. Bu şekilde Phaselis antik kentinin ekonomisi, tarım alanları, üretim potansiyeli, bitki örtüsü, bahçecilik (zeytin/şarap üretimi)-kuru tarım (buğday/arpa) ilişkisi, toprak yapısı,
hayvan (büyük/küçük baş) yetiştirme olanakları, topografik yapısının ve bitki örtüsünün kente sağladığı yarar/zarar ilişkisi, zaman içinde değişen çevre-ekoloji ilişkisi, zaman içinde değişen iklim koşullarının bölgenin ithalat/ihracat hacmine etkileri gibi konular üzerinde bilgi/veri toplanmasına devam edilmiştir. İklim koşulları ve sedimantasyon sonucu kentin lagününün dolmasının kentin ekonomisine olan yansımaları üzerine veriler derlenmiş ve vektörel çalışmalar kapsamında bunun kent üzerinde ne gibi salgın hastalıklara sebebiyet vereceği üzerine çalışmalar yapılmaya devam edilmiştir. Ayrıca Phaselis kent merkezi ve teritoryumundaki arkeolojik malzeme üzerinde yetişen mantar ve likenler üzerine incemeler/araştırmalar yapılmaya devam edilmiştir.
15 Eylül (Salı)
Nekropolis çalışmaları kuzeybatı nekropolis merkezinde sürdürülmüştür.
Akropolis çalışmaları ölçüm-çizim çalışmaları ve epigrafik araştırmalar kapsamında devam etmiştir.
Hidrografi çalışmaları kentin akropolis özelinde sürdürülmüştür.
16 Eylül (Çarşamba)
Haritalama ve belgeleme aşamaları, verilerin analizi ve veri tabanına işlenmesi amacıyla sürdürülen çalışmalara araştırma istasyonunda devam edilmiştir. Araştırma raporu hazırlanmaya başlanmıştır.
17 Eylül (Perşembe)
Haritalama ve belgeleme aşamaları, verilerin analizi ve veri tabanına işlenmesi amacıyla sürdürülen çalışmalara araştırma istasyonunda devam edilmiştir. Araştırma raporu üzerinde çalışılmıştır.
18 Eylül (Cuma)
Araştırma sonlandırılmıştır.