2015 Yılı Epigrafik Araştırmalar Raporu
2015 Yılı Phaselis ve Teritoryumu Yüzey Araştırması kapsamında epigrafi çalışmaları dört aşamalı devam ettirilmiştir.
İlk aşamada Akropolis, Kent içi ve yakın çevresi taranmış ve yeni yazıtlar bilgi kartlarına geçirilmiş, gps koordinatları alınarak fotoğraflanmış ve envanter numaraları ile sabitlenmişlerdir. Bu bağlamda Akropolis’te’te 1 yazıt; kent içinde ise 4 fragman belgelenmiştir.
İkinci aşamada kentin teritoryumunun kuzey ve batı sınırlarında konumlanan Kocaköy, Gedeller, Gedelma, Bölücektaş Tepesi, Beşiktaş ve Yaylakuzdere mevkiilerinde çalışılmıştır. Gedeller’in 4 km kuzeydoğusunda, Gökdere’nin Kocaköy arazisi içinde bulunan mezar yazıtları, Phaselis teritoryumunun kuzey sınırının Antalya’nın 4 km batısındaki Arapsuyu kalıntılarına yerleştirilen Tenedos’a kadar uzandığını göstermektedir. Bu sebeple Gedeller ve Kocaköy mevkiilerinde yürütülen çalışmalarda 5 adet mezar yazıtı tespit edilmiş ve kayda geçirilmiştir. Phaselis’in batı sınırında yer alan Bölücektaş Tepesi’nde bir eksedra mezar üzerinde 1 satırı korunmuş bir mezar yazıtı; Beşiktaş mevkiinde, oldukça nitelikli bir semerdam kapaklı lahit üzerinde mezar yazıtı tespit edilmiştir. Gedelma’nın 4,5 km güneybatısında yer konumlanan Yaylakuzdere de yürütülen çalışmalarda ise Hellenistik Dönem harf karakterleri gösteren iki yazıt parçası bulunmuş ve kayda geçirilmiştir.
Phaselis epigrafi araştırmalarının üçüncü ve dördüncü aşamalarında yazıt okumada karşılaşılan sorunların çözümünde yeni teknolojilerin kullanımına yönelik uygulamalara yer verilmiştir. Epigrafların yazıt okumada karşılaştıkları en büyük problemlerden biri yazıt taşıyıcısının korunum durumudur. Yüzyıllarla ifade edilen süreler boyunca açık havada kalmalarından dolayı görülen aşınma kimi zaman malzeme üzerindeki yazıtların yanlış deşifre edilmesine neden olmakta ve hatta deşifrasyonu imkansız kılmaktadır. Bugüne kadar Phaselis’te tespit edilen yazıtlarda da aynı sıkıntıyla karşılaşılmaktadır. Zira Phaselis yazıtları çoğunlukla kireçtaşı yazıt taşıyıcılar üzerine yazılmıştır. Bundan dolayı özellikle deniz suyuna maruz kalanlar başta olmak üzere kentteki yazılı taşların çoğunun yüzeyi oldukça aşınmış durumdadır. Yazıtların bir kısmı ise Bizans Dönemi’nde kent limanının yenilenmesi için kullanılmıştır. 1981-1985 yılları arasında Prof. Dr. Cevdet Bayburtluoğlu başkanlığında gerçekleştirilen kazı çalışmaları sırasında pek çok yazıtlı kaide denizden çıkarılmıştır. Bu durum, söz konusu taşların yenilenen liman inşası dışında, Attaleia surunun yapımında kullanılmak üzere, Phaselis’ten deniz yoluyla Attaleia’ya taşınmak için, denize indirildiklerini göstermektedir. Attaleia’da bulunan yazıtlar da bunun kanıtını oluşturmaktadır. Bu durum çok sayıda yazıtın deniz suyuna maruz kalmasına neden olmuştur.
Son yıllarda lazer scaner (Laser-Scanning) ve Türkçe’ye “Yansıtma Dönüşümlü Görüntüleme” olarak çevrilebilecek RTI (= Reflectance Transformation Imaging) gibi teknolojiler söz konusu okuma zorluklarını iyileştirme yolunda önemli ilerlemeler kaydedilmesine olanak sunmaktadır. Bu bakımdan geçen yıl itibari ile başlatılan RTI çalışmalarına bu yıl da devam edilmiş; bunun yanında bu yıl itibari ile 3B lazer tarama ile yazıt tarama işlemlerine başlanmıştır.
Akropolis
AKR-18 a-b: Athanion kızı Damatria’nın Mezar yazıtı
Akropolis üzerindeki 2 nolu kilisenin içinde bulunmuştur. Birbirini tamamlayan iki parçadan oluşan yazıt Athanion kızı Damatria’nın mezar yazıtını taşır. Okunabilir halde 32 karakteri bulunan taşın muhtemelen sol yanı ve üst kısmı eksiktir. Arka yüzde düzgün kesilmiş bir oyuk var. Yazıtın üzerine başka bir blok konmuş. Damatria ve Khaireas isimleri kentten çıkan yazıtlarda ilk kez görülmektedir. Athanion ismi ise daha önce kentte bulunan iki yazıtta karşımıza çıkmıştır. Athanion ismi, kentin kuzeybatı nekropolisinde bulunan Nais Mezar Yazıtındaki harf karakteriyle karşılaştırıldığında, bu yazıtta geçen Ω harfinin daha kapalı şekilde yazılması sebebiyle yazıtın daha sonraki döneme ait olma olasılığı vardır.
Kent
K-1 İmparatorluk Dönemi’nden Fragman
Phaselis araştırma istasyonu arka cephesinde bulunmuştur. Taşın mevcut durumu kırık. Sol köşeden çok aşınmakla birlikte sadece dört karakter okunabilmektedir. Arkasında kırmızı boyayla yazılmış grafiti ile başka bir kazıma yazı mevcuttur. Net olarak okunabilen harfler bir kelimenin son dört harfini oluşturmaktadır. Bu kelime nominativus casusta bir sıfat ya da genitivus casusta bir isim olabilir. Yazıtlarda sık rastlanabilen “hayırlı, başarılı” anlamlarını taşıyan nominativus casustaki εὐτυχής sıfatı, “şans, kader” anlamını taşıyan genitivus casustaki τύχης ya da “duacı” anlamını taşıyan genitivus casustaki εὐχῆς kelimeleri olasılıklar arasındadır.
K-2 İmparatorluk Dönemi’nden Fragman
Phaselis araştırma istasyonu arka cephesinde bulunmuştur. Üst, sol yan ve alttan kırık olan parça sağ yandan ve arkadan düzgünce kesilmiştir. İki karakter net okunabilmektedir ve satır çizgilerine benzer iki çizgi bulunmaktadır.
K-3 Geç Dönemden Fragman
Phaselis araştırma istasyonu arka cephesinde bulunmuştur. Dört yandan kırılmış olan parçanın üst kısmında profil çıkıntısı mevcuttur. Bir karakter net okunabilmektedir. Arka yüz düzleştirilmiştir. Profil çıkıntısı bulunan levha parçasının üzerinde Latince “S” harfi net bir şekilde okunabilmektedir.
K-4 Bizans Dönemi’nden Fragman
Phaselis araştırma istasyonu arka cephesinde bulunmuştur. Sağ ve sol yanından kırılmış olan parçanın arka yüzünde bezeme mevcuttur. 15 karakter görülebilmektedir. Bizans Grekçesine ait dört farklı ligatür bulunmaktadır. Deşifrasyon ligatürlerin anlaşılamaması nedeniyle tamamlanamamıştır.
Teritoryum Çalışmaları
Kocaköy
5. Y. 1: Kougas Kızı Seuera’nın Mezar Yazıtı
Söz konusu yazıt Gökdere Vadisi’nin kuzey tarafındaki bayır boyunca kalıntıları görünen Kocaköy harabeliğinin yaklaşık 500 metre kadar kuzey batısında, Antalya Hurma’dan Altınyaka/Kumluca istikametinde devam eden yolun yukarısında yer alan bir lahit teknesi üzerinde bulunmaktadır. Lahdin ön yüzündeki tabula ansata içinde konumlanan yazıt oldukça iyi okunmaktadır. Tabula ansata’nın her iki tarafında konsantrik daireler ve içinde bir çiçek rozeti kabartması yer almaktadır. Aynı betimleme lahit teknesinin her iki yan yüzünde de bulunmaktadır. Lahit teknesinin arka kısmı kırılmıştır.
Gedeller
Gedeller köyü arazisinde sürdürülen çalışmalarda ise podyumlu ve üçgen çatılı oldukça sağlam üç adet lahit yerinde görülmüş ve gps koordinatları alınarak kayda geçirilmiştir. Yazıtların içeriğinden birbirine oldukça yakın konumlanan lahitlerin birbirine akraba kişilere ait oldukları tespit edilebilmektedir. Lahitlerin her birinin ön yüzünde tabula ansataların yanında bir erken ve bir kadın kabartması taşıyan kalkan motifleri dikkat çekmektedir. Yan yüzlerinde ise, ortada çiçek rozeti bulunan kalkan ve mızrak kabartmaları bulunmaktadır.
Gedeller köyü Zindan mevkiinde bulunmaktadır (Neg. 1151 – 1157). Podyum üzerine yerleştirildiği tespit edilen lahit hemen ön kısma devrilmiş ve kapağı da önünde ters çevrilmiştir. Teknenin ön kısmında, içinde 8 satır yazıtı bulunan bir tabula ansata ile her iki yanında mezar sahibi çiftin birer portre kabartmasını taşıyan iki kalkan mızrak betimlemesi yer almaktadır. Teknenin yan yüzlerinde de yine kalkanlar üzerine kabartılmış çiçek rozeti betimlemeleri bulunmakta. Lahdin kapağı ise semerdam formlu ve köşe akroterli olarak düzenlenmiştir. Yazıttan söz konusu mezarın Hermaios ve eşine ait olduğu anlaşılmaktadır.
Bölücektaş Tepesi
Gedelma’nın 2 km batısında yükselen 1276 metre yüksekliğindeki Bölücektaş Tepesi üzerinde konumlanan Lykai kalıntıları arasında Roma Dönemi’nden bir yazıtı olan eksedra-mezar tespit edilmiştir. Söz konusu mezar yazıtının sadece 1 satırı kısmen korunmuştur.
Beşiktaş
5.Y.7: Hermas ve Eşinin Mezar Yazıtı
Tahtalı Dağ’ın kuzey etekleri üzerinde, Beşiktaş mevkiinde yangın yolunun doğusunda, lokal taştan yapılma semerdam kapaklı başka bir lahit tespit edilmiştir (Neg. 1192-1230). Söz konusu lahdin oldukça iyi bir işçilik gösterdiği gözlenmektedir. Lahit teknesinin ön yüzünde tabula ansata içine ve altına yazılmış 14 satırlık bir yazıt bulunmaktadır. Yazıt yüzeyi oldukça tahrip olsa da Hermas adında birine ait olduğu okunabilmiştir. Tabula ansatanın her iki yanında betimlenen Palmiye ağacı kabartmaları oldukça dikkat çekicidir. Bunların yanlarında ise, ortalarında mezar sahibi çiftin portrelerini taşıyan kalkan-mızrak kabartmaları yer almaktadır. Teknenin dar yüzlerinde ise, ortasında birer asker kalkan-mızrak kabartmaları bulunmaktadır. Lahdin kapağında ise köşelerde akroterler yer almakta ve orta kısımda boylu boyunca, bir boğa avlamış aslan kabartması bulunmaktadır.
Yaylakuzdere
Gedelma’nın 4,5 km güneybatısında yer konumlanan Yaylakuzdere Mahallesi’nde yer alan üç nefli bazilika yakınlarında, iki parça halinde, harf karakteri dolayısıyla Hellenistik Dönem’e tarihlendirilen yazıtlar bulunmuştur. İlk görünüşte birbirleri ile uyuştuğu görülen fragmanların hem yazı karakterlerinin farklılığı hem de bir fragmanın iki yüzeyinin de yazıtlı olması dolayısıyla ayrı yazıtlara ait olabileceği düşünülmektedir. Fakat üzerinde ayrıntılı çalışma yapmadan kesin bir şey söylenmesi pek mümkün gözükmemektedir.
Araştırmacı
Yrd. Doç. Dr. Nihal TÜNER ÖNEN
Akdeniz Üniversitesi
Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü
Phaselis Epigrafi Çalışmalarında Reflectance Transformation Imaging (RTI) Metodu Kullanımı
2015 Yılı Phaselis ve Teritoryumu Yüzey Araştırması kapsamında Reflectance Transformation Imaging RTI metodu kullanılarak yürütülen epigrafi çalışmalarında, bugüne kadar bilinen ve yayınlanan yazıtların yeni teknolojik görüntüleme sistemleri ile belgelenmesine yönelik çalışmalar sürdürülmüştür. Söz konusu tekniğin kullanımına yönelik sürdürülen arazi çalışmaları sonucunda elde edilen verilerin ofis çalışmalarıyla analiz edilmesi ve yazıtlar üzerinde yapılan önceki çalışmalar ile karşılaştırmalar yapmaya yönelik olarak devam etmiştir. Çalışmalar neticesinde her bir yazıt bulunduğu konum ve envanter sırasına göre kategorize edilmiştir.
Araştırmalar neticesinde; akropolis, ana cadde ve nekropolis alanında bulunan toplam 47 adet yazıt yüzeyi H-RTI (Highlight RTI) metodu ile dijitalize edilerek kaydedilmiştir. Bu çalışmalar sırasında RTI metodunun zorlu arazi koşullarında uygulanabilirliği deneyimlenmiştir. Buna ek olarak ana caddede konumlanan 24 adet yazıtın santimetre hassasiyetle ölçüm yapan CORS cihazı ile koordinatları alınmış ve Phaselis topografik haritası üzerinde alan çizimi yapılarak bulundukları konumlarına yerleştirilmişlerdir
Arazi çalışmalarına güney limanın yapılarında devşirme malzeme olarak kullanılmış ve kentte daha önce yapılan çalışmalar esnasında ana caddedeki stylobat üzerine taşınmış olan yazıtlı blokların koordinatlarının alınması ile başlanmıştır. Sırasıyla ana cadde akropolis, güney liman ve nekropolis’de bulunan yazıtlara H-RTI uygulanmıştır. Bu çalışmalar sırasında RTI metodunun zorlu arazi koşullarında uygulanabilirliği deneyimlenmiştir ve sonuç olarak elde edilen bilgiler, yazıtların orijinal durumları ve RTI metoduyla elde edilen veriler ışığında yazıtlar kayıt altına alınmış ve koordinatları hassas GPS cihazı ile alınarak veriler topografik harita üzerine aktarılmıştır.
Reflectance Transformation Imaging (RTI) bir nesnenin yüzey formunu, dokusunu ve renk değerlerini yakalayarak nesnenin üzerinde ışığın interaktif olarak farklı açılardan uygulanmasına olanak veren, sayısal bir fotoğraflama metodudur. Bu şekilde obje yüzeyinin çok yönlü analizi yapılabilmekte ve materyal kültür kalıntısına ait karanlıkta kalan birçok nokta aydınlatılabilmektedir. RTI metodu son yıllarda araştırma enstitülerinde, müzelerde, sanat galerinde, konservasyon ve belgeleme uygulamaları gibi farklı birimlerde arkeolojiden sanat tarihine ve paleontolojiye kadar birçok disiplinde kullanılmaya başlanmıştır. Uygulamanın taşınabilir olması, zorlu arazi şartlarında kayıt yapılabilmesi ve eserlere zarar vermeden inceleme imkanı sunması gibi avantajları göz önünde bulundurulduğunda kültürel miras araştırmaları kapsamında; belgeleme, koruma, arşivleme ve envanterleme çalışmalarında kullanılması önem arz etmektedir. Phaselis kentinde bulunan yazıtların çoğu kireçtaşı ve konglomera yazıt taşıyıcıları üzerine kazınmıştır. Bu nedenle zamana, doğal koşullara ve insan tahribatının yanı sıra deniz suyuna maruz kalan yazılı belgelerin çoğunun yüzeyi oldukça aşınmış durumdadır. Bu durum söz konusu yazıtların çözüm sürecinde hatalara neden olmakta hatta deşifrasyonu neredeyse imkansız hale getirmektedir. Bu nedenle; 2015 Phaselis araştırmaları kapsamında kentte şimdiye değin bulunan yazıtların çoğu Highlight RTI metodu kullanılarak yeniden değerlendirmeye tabi tutulmuştur, çalışmalara 2016 yılı araştırma sezonunda devam edilmesi kentten ele geçen her bir yazıtın gerekli görülen yerlerde düzeltmeler ve eklemeler yapılarak tekrar ele alınması planlanmaktadır. Bunu yaparken modern teknolojinin bilime sunduğu yeni analiz yöntemleri epigrafi alanına kazandırılarak, belgeleme ve sentez süreçlerine katkı sağlaması hedeflenmektedir.
Araştırmacı
Arş. Gör. Aykan AKÇAY
Akdeniz Üniversitesi
Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü
3B lazer tarama (3D Laser Scanning) teknolojileri ile Yazıt Analiz ve Kayıt Çalışmaları
Günümüzde ileri teknolojik yöntemler arkeoloji, epigrafi gibi farklı disiplinlere önemli katkı sağlamaya başlamıştır. Bu yöntemlerden bir tanesi son yıllarda arkeoloji alanında hızlı bir ivme kazanan 3 Boyutlu Lazer Tarama (3D Laser Scanning) teknolojisidir. Bu uygulama, fırlattığı lazer-noktalar sayesinde herhangi bir nesnenin 3 boyutlu modelini hızlı bir şekilde oluşturabilmektedir. Bu işlem sonucu taranan materyal son derece detaylı bir biçimde 3 boyutlu analiz imkanı sunmasının yanı sıra eseri birebir kendi özelliklerinde arşivleme imkanı sunmaktadır.
Ana cadde üzerinde bulunan 8 adet yazıtın “Nextengine Desktop 3D Scanner (2020i)” aracılığıyla yüzeyleri 3 boyultu lazer tarayıcı ile taranarak kayıtları yapılmıştır. Cihazın güneş altında kayıt yapamaması sebebiyle çalışmalar gün batımından sonra sürdürülmüştür. Tarama sonuçları anlık olarak bilgisayar ekranı üzerine aktarılmış ve yazıt yüzeyi oldukça detaylı bir şekilde kayıt edilmiştir.
Araştırmacı
Arş. Gör. Ömer UZUNEL
Ahi Evran Üniversitesi
Arkeoloji Bölümü