Rhodos’lu Polyaratos Phaselis’e Kaçıyor (İ.Ö. 171-168)
Polyb. XXX. 9.
Πολὺ δὲ κατὰ τὴν ἀβουλίαν καὶ κατὰ τὴν ἀγεννίαν ὁ Πολυάρατος1008 ὑπερέθετο τὸν Δείνωνα. τοῦ γὰρ Ποπιλίου προστάξαντος Πτολεμαίῳ τῷ βασιλεῖ τὸν Πολυάρατον ἀναπέμπειν εἰς τὴν Ρώμην͵ ὁ βασιλεὺς εἰς μὲν τὴν Ρώμην οὐκ ἔκρινε πέμπειν͵ ἐντρεπόμενος τὴν πατρίδα καὶ τὸν Πολυάρατον͵ εἰς δὲ τὴν Ρόδον ἀποστέλλειν διέλαβε͵ κἀκείνου τοῦτο παρακαλοῦντος. παραστήσας οὖν λέμβον καὶ παραδοὺς αὐτὸν Δημητρίῳ τινὶ τῶν φίλων ἐξαπέστειλεν. ἔγραφε δὲ καὶ τοῖς Ροδίοις ὑπὲρ τῆς ἐκπομπῆς. ὁ δὲ Πολυάρατος προσσχὼν Φασηλίδι κατὰ πλοῦν καὶ διανοηθεὶς ἅττα δή ποτ΄ οὖν͵ λαβὼν θαλλοὺς κατέφυγεν ἐπὶ τὴν κοινὴν ἑστίαν. ὃν εἴ τις ἤρετο τί βούλεται͵ πέπεισμαι μηδ΄ (ἂν) αὐτὸν ἔχειν εἰπεῖν. εἰ μὲν γὰρ εἰς τὴν πατρίδα μολεῖν ἐπεθύμει͵ τί θαλλῶν ἔδει; τοῦτο γὰρ προύκειτό που τοῖς ἄγουσιν αὐτόν. εἰ δ΄ εἰς τὴν Ρώμην͵ καὶ μὴ βουλομένου ΄κείνου τοῦτ΄ ἔδει γενέσθαι κατ΄ ἀνάγκην. τί οὖν κατελείπεθ΄ ἕτερον; ἄλλος γὰρ τόπος ὁ δεξόμενος αὐτὸν μετ΄ ἀσφαλείας οὐκ ἦν. οὐ μὴν ἀλλὰ τῶν Φασηλιτῶν πεμψάντων εἰς τὴν Ρόδον καὶ παρακαλούντων κομίζεσθαι καὶ παραλαμβάνειν τὸν Πολυάρατον͵ νουνεχῶς οἱ Ρόδιοι διαλαβόντες ἄφρακτον μὲν ἐξαπέστειλαν τὸ παραπέμψον͵ ἀναλαβεῖν δ΄ εἰς τὴν ναῦν ἐκώλυσαν τὸν ἄρχοντα διὰ τὸ προστετάχθαι τοῖς ἐκ τῆς Ἀλεξανδρείας εἰς Ρώμην ἀποκαταστῆσαι τὸν ἄνθρωπον. παραγενομένης δὲ τῆς νεὼς εἰς τὴν Φασηλίδα͵ καὶ τοῦ μὲν Ἐπιχάρους͵ ὃς ἦν ἄρχων τῆς νεώς͵ οὐ βουλομένου δέχεσθαι τῷ πλοίῳ τὸν ἄνθρωπον͵ τοῦ (δὲ) Δημητρίου τοῦ προχειρισθέντος ὑπὸ τοῦ βασιλέως διὰ τὴν ἀναπομπὴν κελεύοντος ἀνίστασθαι καὶ πλεῖν αὐτόν͵ καὶ τῶν Φασηλιτῶν συνεπισχυόν τῶν αὐτῷ διὰ τὸ δεδιέναι μή τις ἐκ Ρωμαίων σφίσι διὰ ταῦτα μέμψις ἐπακολουθήσῃ͵ καταπλαγεὶς τὴν περίστασιν ἐνέβη πάλιν τὸν λέμβον πρὸς τὸν Δημήτριον. κατὰ δὲ τὸν ἀπόπλουν ἐπιλαβόμενος ἀφορμῆς εὐκαίρου͵ προσδραμὼν κατέφυγε πάλιν εἰς Καῦνον κἀκεῖ παραπλησίως ἐδεῖτο τῶν Καυνίων βοηθεῖν. τούτων δὲ πάλιν ἀποτριβομένων αὐτὸν διὰ τὸ τάττεσθαι μετὰ Ροδίων͵ διεπέμπετο πρὸς Κιβυράτας͵ δεόμενος αὐτὸν δέξασθαι τῇ πόλει καὶ πέμψαι παραπομπήν. ἔσχε γὰρ ἀφορμὴν πρὸς τὴν πόλιν διὰ τὸ τεθράφθαι παρ΄ αὐτῷ τοὺς παῖδας Παγκράτους τοῦ τυράννου. τῶν δὲ πεισθέντων καὶ ποιησάντων τὰ παρακαλούμενα͵ παραγενόμενος εἰς τὴν Κιβύραν εἰς ἀπορίαν ἐνέβαλεν αὑτόν τε καὶ τοὺς Κιβυράτας μείζω τῆς πρότερον͵ ὅτε παρὰ τοῖς Φασηλίταις ἦν. οὔτε γὰρ ἔχειν παρ΄ αὑτοῖς ἐθάρρουν αὐτὸν διὰ τὸ δεδιέναι τὸν ἀπὸ Ρωμαίων κίνδυνον͵ οὔτ΄ ἀναπέμπειν εἰς τὴν Ρώμην ἐδύναντο διὰ τὴν ἀπειρίαν τῶν κατὰ θάλατταν ἔργων͵ ἅτε μεσόγαιοι τελέως ὑπάρχοντες. λοιπὸν ἠναγκάζοντο πρεσβεύειν εἰς τὴν Ρόδον καὶ πρὸς τὸν στρατηγὸν εἰς Μακεδονίαν͵ ἀξιοῦντες παραλαβεῖν τὸν ἄνθρωπον. τοῦ δὲ Λευκίου γράψαντος τοῖς μὲν Κιβυράταις τηρεῖν ἐπιμελῶς τὸν Πολυάρατον καὶ κομίζειν εἰς τὴν Ρόδον͵ τοῖς δὲ Ροδίοις φροντίζειν τῆς κατὰ θάλατταν παραπομπῆς͵ ἵνα μετ΄ ἀσφαλείας εἰς τὴν Ρωμαίων ἀνακομισθῇ͵ πειθαρχησάντων δ΄ ἀμφοτέρων τοῖς γραφομένοις͵ τούτῳ τῷ τρόπῳ συνέβη τὸν Πολυάρατον ἐλθεῖν εἰς τὴν Ρώμην͵ ἐκθεατρίσαντα μὲν τὴν ἀβουλίαν τὴν αὑτοῦ καὶ τὴν ἀγεννίαν ἐφ΄ ὅσον οἷός τ΄ ἦν͵ ἔκδοτον (δὲ) γενόμενον οὐ μόνον παρὰ Πτολεμαίου τοῦ βασιλέως͵ ἀλλὰ καὶ παρὰ Φασηλιτῶν καὶ παρὰ Κιβυρατῶν καὶ παρὰ Ροδίων διὰ τὴν ἰδίαν ἄνοιαν. Τίνος οὖν χάριν τὸν πλείω λόγον πεποίημαι περὶ Πολυαράτου καὶ Δείνωνος; οὐχ ἵνα συνεπεμβαίνειν δόξω ταῖς ἐκείνων ἀτυχίαις. καὶ γὰρ ἄτοπόν γε τοῦτο τελέως· ἀλλ΄ ἵνα φανερὰν ποιήσας τὴν ἐκείνων ἀβουλίαν βέλτιον παρασκευάσω καὶ βουλεύεσθαι καὶ φρονεῖν τοὺς κατὰ τὰς περιστάσεις (εἰς) παραπλησίους ἐμπίπτοντας καιρούς.
Polyaratos Deinon’u akılsızlık ve korkaklık yönünden aştı. Zira Popilius kral Ptolemaios’a Polyaratos’u Roma’ya göndermesini emredince, kral, Polyaratos’un vatanına ve onun bizzat kendisine karşı duyduğu saygıdan dolayı onu Roma’ya göndermemeye, tersine kendisi bunu rica ettiği için Polyaratos’u Rhodos’a göndermeye karar verdi. (Kral) bunun için sandalı kullanıma koyarak onu dostlarından biri olan Demetrios’a teslim ederek gönderdi. Ve Rhodos’lulara da gönderilen hakkında yazı yazdı. Polyaratos yolda Phaselis’e karaya çıkışı sırasında bir süre düşündü ve kutsal dalları alıp kentin merkezine kaçtı. Onun burada ne düşündüğünü bilmiyorum, ona ne istediği sorulduğunda kendisi de bunu söyleyemedi. Çünkü eğer o vatanına gitmeyi istiyorsa, niçin orada kutsal dallara ihtiyaç duydu? Belki bunu, onu oraya getirenler için buraya koydu. Yok eğer Roma’ya doğruysa, o istemese de zorunluluklar gereği bunun olması gerekiyordu. Geride başka bir şey mi bıraktı ? Zira onu kabul edecek ve ona güvenlik sunabilecek başka bir yer yoktu. Phaselis’liler şimdi onu Rohodos’a gönderip onlardan Polyaratos’u yanlarına almalarını ve onu misafir etmelerini rica edince, Rhodos’lular dikkatli bir şekilde düşünüp, güvertesiz gemiyi muafaza altında yollamaya karar verdiler, fakat komutana Polyaratos’u güverteye almasını yasakladılar, zira Aleksandreia’daki yönetim Polyaratos’un Roma’ya teslim edilmesini yasaklamıştı. Gemi Phaselis’e yaklaşınca geminin arkhon’u olan Epikhares ploiona (küçük gemi) adamı kabul etmek istemeyince, kral tarafından terfi edilerek öne çıkartılan Demetrios onun ayağa kalkmasını ve gemiyle açılmasını emrettikten sonra Phaselis’liler, Romalılar’dan biri bunlardan dolayı onları şikayet edecek diye korktuklarından dolayı ona yardım etmeyince, o korku içinde yeniden Demetrios’a giden sandala bindi. Geri dönüşü sırasında fırsatını bulunca bu sefer de oraya en yakın yer olan Kaunos’a kaçtı ve Kaunos’lulardan yardım istedi. Onlar Rhodos’la yaptıkları antlaşmalardan dolayı onu kabul etmeyince, kendisini kentlerine kabul edebilecek ve ona refakat ederek gönderebilecek olan Kibyra’ya yöneldi. Zira o da tyran Pankrates’in çocuklarının orada yetiştirilmesinden dolayı kentle ilişki içindeydi. Kibyra’lılar ona ikna oldular ve onun isteğini yerine getirdiler. Fakat Kibyra’da kaldığı sırada hem kendisi hem de Kibyra’lılara daha önce Phaselis’lilerin yanında kaldığı dönemden daha çok zorluk getirdi. Zira Roma’dan gelecek bir tehlikleden korkulduğundan ne onu korumaya cesaret ediliyordu ne de Kibyra bir iç ülke olmasından dolayı, denizde olanlardan bihaber olduğu için Roma’ya götürülebiliyordu. Kibyra’lılar onu almalarını rica etmek için Rhodos’a ve Makedonia’daki ordu komutanına elçi göndermeye mecbur kaldılar. Lucius Kibyra’lılara Polyaratos’u dikkatli bir şekilde muhafaza ederek Rhodos’a getirmelerini; Rhodos’lulara ise onu Roma’ya güvenli bir şekilde teslim etmek için deniz üzerinden getirmelerini yazdı, her iki taraf da yazılanlara itaat etti, Polyaratos’un Roma’ya gelişi böyle oldu. Onun kendi akılsızlığı ve korkaklığı böylesi açık bir şekilde ortaya çıktıktan sonra sadece kral Ptolemaios tarafından değil Phaselis’liler, Kibyra’lılar ve Rhodos’lular tarafından da iade edildi. Niçin ben Polyaratos ve Deinon hakkında daha çok şey anlatmadım? Onların talihsizliklerine bir tekme daha atmamak içindi. Zira bu biraz hoş olmaz; Onların akılsızlığını anlatarak benzer sıkıntılara düşenlerin düşüne düşüne bulmalarını ve daha mantıklı davranmalarını sağlayacağım.